deyimler sözlüğü Bir nerededir.com sitesi!

deyim mi arıyorsunuz?

deyimler sözlüğümüzden bulup getirelim!

Türkçe Deyimler Sözlüğü

arka deyimleri

lgs öğrencileri


Deyimler sözlüğümüzde bulunan, arka ile ilgili, içinde arka kelimesi geçen, arka kavramını barındıran, sizler için seçilmiş ve hazırlanmış deyimlerin listesi aşağıdadır.

Deyimlerin üzerine tıklayarak anlamlarını, detaylı açıklamalarını, kullanım örneklerini ve günlük hayatımıza yansımalarını inceleyebilirsiniz.

Ve asla unutmuyoruz, dahi anlamındaki -de ve -da ayrı yazılır ;)

» arka sözcüğünün anlamı nedir?

» arka sözcüğünün ingilizce tercümesi

» arka kelimesi ne demek?

arka kelimesi ya da kavramı ile ilgili deyimler

Deyimler (52)

  • arka arka deyimi

    geriye doğru, geri geri. örnek: Araba arka arka gitmeye başladı.

  • arka arkaya deyimi

    hemen birbiri arkasından, birbiri ardından, birbirini izleyerek, art arda. örnek: Arka arkaya iki patlama duyuldu.

  • arka arkaya vermek deyimi

    birbirini korumak üzere güçlerini birleştirmek, birbirine yardımcı ve destek olmak, birleşmek, dayanışmak. örnek: Arka arkaya verince bizi kimse yıkamaz.

  • arka çevirmek deyimi

    birine, daha önce gösterdiği yakınlığı, ilgiyi artık göstermez olmak. örnek: Ona böyle arka çevirmek olmaz.

  • arka çıkmak deyimi

    birini başkalarına karşı korur durum almak. örnek: Ona arka çıkmak gerekiyordu.

  • arka kapıdan çıkmak deyimi

    al. okuldan başarısızlıkla ayrılmak ya da kovulmak. örnek: Okula gitti ama arka kapıdan çıktı.

  • arka kapıdan mezun olmak deyimi

    al. okuldan başarısızlıkla ayrılmak ya da kovulmak. örnek: Okula gitti ama arka kapıdan mezun oldu.

  • arka olmak deyimi

    birine, destek olmak, onu korumak. örnek: Ona arka olanlar var.

  • arka planda deyimi

    (1) geride. örnek: Dekorda, arka planda bir ağaç vardır. (2) önemi olmayan, önemsiz. örnek: Bu iş çok arka plandadır.

  • arka üstü deyimi

    arkası yere gelmek üzere, sırt üstü. örnek: Çocuk arka üstü düştü.

  • arka üstü yatmak deyimi

    çalışmaya yüzü olmamak, çalışmadan rahat bir yaşam sürmek. örnek: Böyle arka üstü yatmak olmaz, çalış biraz.

  • arka vermek deyimi

    (1) birine destek olmak. örnek: Ona arka vermek işine gelmez. (2) arkasını birine ya da bir şeye dayamak. örnek: Kent, dağa arka vermişti.

  • arkada bırakmak deyimi

    (1) yarışta ya da bir uğraşta, bir şeyde birini geçmek, ondan daha ileri gitmek, onu geride bırakmak. örnek: O şiirde çoğunu arkada bırakmıştır. (2) bir şeyden uzaklaşmak. örnek: Kenti arkada bıraktık. (3) zaman bakımından geçmişte bırakmak. örnek: Artık o günleri arkada bıraktık.

  • arkada kalanlar deyimi

    Arkada kalanlar ya da geride kalanlar, ölen bir kimsenin yaşamakta olan yakınlarını ifade eder.

    örnek: Allah arkada kalanlarına uzun ömür versin.

  • arkada kalmak deyimi

    değerce bir olanlar ilerlediği halde kendi ileri gidememek. örnek: O artık çok arkada kaldı.

  • arkadan arkaya deyimi

    hiç sezdirmeden, hiç belli etmeden, gizlice, el altından, gizli gizli. örnek: Öyle arkadan arkaya işler çevirir ki şaşarsın.

  • arkadan söylemek deyimi

    bir kimsenin dedikodusunu yapmak, kendisinin olmadığı bir yerde bir kimseyi çekiştirmek. örnek: Arkadan söylemek insana yakışmaz.

  • arkadan vurmak deyimi

    kendisinden herhangi bir kötülük gelmeyeceğini sanan kimseye gizlice büyük kötülük yapmak. örnek: İnsanı arkadan vurmak insanlık değildir.

  • arkadaş değil arka taşı deyimi

    sözde arkadaş ama sıkıntısından, zararından başka bir şeyi yok anlamında söylenir.

  • arkası alınmak deyimi

    (bir şey) sona erdirilmek, bitirilmek. örnek: İşin arkası alınınca rahatladık.

  • arkası arkasına deyimi

    hemen birbiri arkasından, birbiri ardından, birbirini izleyerek, art arda. örnek: Arkası arkasına iki patlama duyuldu.

  • arkası gelmek deyimi

    (1) sürekli olarak gelmek, sürmek. (2) gerisi olmak, gerisi gelmek. örnek: Bu işin arkası gelecektir.

  • arkası kavi deyimi

    güçlü birine ya da sağlam bir şeye güvenen. örnek: Onun arkası kavi, ne korkacak.

  • arkası kesilmek deyimi

    sürüp gelmekte olan bir şey artık gelmez olmak, son bulmak. örnek: Paranın arkası kesilince, iş yürümedi.

  • arkası mihrapta olmak deyimi

    güçlü bir kimseye ya da sağlam bir şeye dayanmak, ondan destek ve güç almak.

  • arkası olmamak deyimi

    kayıracak, koruyacak kimsesi bulunmamak. örnek: Bizim arkamız yok ama, inancımız var.

  • arkası pek deyimi

    güçlü birine ya da sağlam bir şeye güvenen. örnek: Onun arkası pek, ne korkacak.

  • arkası sıra deyimi

    arkasından, ardından. örnek: Onun arkası sıra gittiler.

  • arkası yere gelmek deyimi

    yenilmek. örnek: Onun arkası yere gelecektir.

  • arkası yere gelmemek deyimi

    çok güçlü olduğu için yenilmemek ya da bulunduğu yerden düşürülememek, yenilgiye uğramamak. örnek: Onun arkası yere gelmez.

  • arkası yufka deyimi

    destek aldığı, dayandığı kimse güçlü değil.

  • arkasına almak deyimi

    birinin desteğini sağlamak. örnek: Babasını arkasına aldı, işini kolaylaştırdı.

  • arkasına bakmadan gitmek deyimi

    bir yerden, geride kalanlara ya da olanlara hiç bakmaksızın ayrılmak, kaçarcasına gitmek. örnek: Sıkıyı görünce arkasına bakmadan gitti.

  • arkasına düşmek deyimi

    (1) (birinin) gittiği yoldan gitmek, biri ne yaparsa kendi de onu yapmak. örnek: Kötünün arkasına düşmek iyilik getirmez. (2) bir işi bitirinceye değin aralıksız çaba harcamak. örnek: Bu işin arkasına düşmek gerek.

  • arkasına düşmek deyimi

    (1) (bir işin) olması için uğraşmak, yürümesi için izlemek. örnek: Bu konunun arkasına düşmek gerekiyor, yoksa kalır. (2) (birinin) gittiği yoldan gitmek, yaptığı işi yapmak. örnek: Onun arkasına düşmekle olmaz, kişiliğini bulmalısın.

  • arkasına takılmak deyimi

    (birinin) (1) beceriksiz olduğu için ya da başka bir nedenle birine uymak, onun yaptığı gibi yapmak. örnek: Arkadaşının arkasına takılmış gidiyorsun, kendine gel. (2) herhangi bir amaçla birini izlemek, gözden ayırmaksızın birinin arkasından gitmek. örnek: Polis arkasına takılınca, savuşamadı.

  • arkasında dolaşmak deyimi

    (birinin) bir işini yaptırabilmek için bir kimsenin gittiği yerlere giderek kendisiyle görüşme fırsatı kollamak. örnek: Üç gündür arkasında dolaşmaktayım, ama bir kez bile konuşamadım.

  • arkasında gezmek deyimi

    (birinin) bir işini yaptırabilmek için bir kimsenin gittiği yerlere giderek kendisiyle görüşme fırsatı kollamak. örnek: Üç gündür arkasında geziyorum, ama bir kez bile konuşamadım.

  • arkasında yumurta küfesi yok ya deyimi

    sözünden geri dönmekte, eski düşüncesini değiştirmekte bir sakınca görmeyenler için kullanılır.

  • arkasından atlı kovalarcasına deyimi

    (1) çok hızlı koşarak. örnek: Onu gördük, ardından atlı kovalarcasına gidiyordu. (2) çok hızlı ve telaş içinde. örnek: İşini ardından atlı kovalarcasına yapıp çıktı.

  • arkasından koşmak deyimi

    (1) bir iş gördürmek için birinin isteğini kollamak. örnek: Kaç gündür arkasından koştuk, yeter be! (2) bir iş için biriyle görüşme fırsatı aramak. örnek: Bakanın arkasından koşmak uzun sürdü. (3) birine ya da bir şeye çok ilgi duymak. örnek: Kızın arkasından koştun durdun.

  • arkasından sürüklemek deyimi

    arkasından gelinmesini sağlamak, kendi gittiği yöne ya da yere başkalarını da çekmek. örnek: Onca kişiyi arkasından sürüklemek gücünü nerden almış?

  • arkasını almak deyimi

    (bir işin) (o işi) sona erdirmek, bitirmek. örnek: Bu yıl da harmanın arkasını aldık ama, çok yorulduk.

  • arkasını bırakmak deyimi

    (bir işin) (o işi) izlemekten geri durmak, vazgeçmek. örnek: İşin arkasını bırakmak istemiyordu ama...

  • arkasını bırakmamak deyimi

    (işin) (işi) izlemek, işi sonuçlandırma çabasına girmek. örnek: Bu konunun arkasını bırakmayacağız.

  • arkasını dayamak deyimi

    (birine) (birinin) koruyuculuğunu sağlamış olmak. örnek: Bakana arkasını dayamıştı, bir şey olmadı.

  • arkasını getirememek deyimi

    güzel başladığı bir işi sonuçlandıramamak. örnek: Saz öğrenmeye başladı, ama arkasını getiremedi.

  • arkasını sığamak deyimi

    (birinin) (1) (onun) davranışından dolayı beğendiğini okşayarak göstermek. (2) (onu) övmek. örnek: Onun arkasını sığamaktan geri durmaz ama, demediğini de bırakmaz.

  • arkasını sıvazlamak deyimi

    (birinin) (1) (onun) davranışından dolayı beğendiğini okşayarak göstermek. (2) (onu) övmek. örnek: Onun arkasını sıvazlamaktan geri durmaz ama, demediğini de bırakmaz.

  • arkasını vermek deyimi

    (bir şeye) o şeye arkasını dönmek, yaslamak. örnek: Duvara arkasını verdi.

  • arkaya bırakmak deyimi

    (işi) ertelemek. örnek: Birkaç işi arkaya bırakmak gerekmişti, şimdi onlar elimizde.

  • gözü arkada kalmak deyimi

    kendisi ayrıldıktan sonra, bıraktığı işin ya da kimsenin ne durumda olacağının, olduğunun merakı içinde bulunmak.

Rasgele Deyim Videosu


Kavrama Göre Rasgele Deyimler

Kavramlar - 1 (6)

Kavramlar - 2 (6)


uzaktan eğitim öğrencileri

Deyim Kategorileri

Futbol Deyimleri

Birçoğumuzun en büyük tutkusu olan futbol ile hayatımıza giren deyimleri sizler için derledik...

Bilgisayar Deyimleri

Programlama algoritmalarının kodlanırken kullanıldığı programlama dili kavramlarını ve veri tabanı dili SQL...

Sağlık Deyimleri

Madem bu hayatta önce sağlık geliyor, o halde sağlıkla ilgili onlarca deyim de deyimler sözlüğümüzde yer al...

Motorcu Deyimleri

Hobisi motor olan motorsiklet düşkünlerinin kendi aralarında sıklıkla kullandıkları enteresan deyimlerin listesini...

Politika Deyimleri

Hayatımızın olmazsa olmazı, siyaset, politika ile ilgili jargonda yer alan deyimleri sizler için etüt edip, derleyerek...

Haber Deyimleri

5N-1K gibi en çok bilinen bir deyimin içinde bulunduğu haberler kategorisinde bakalım ilginizi çekecek başka ne deyimler yer...

Spor Deyimleri

Günlük hayatımızın vazgeçilmezlerinden birisidir spor. Hem sağlık için hem de görünümümüz için elzemdir spor yapmak. Futbol dışında...

Müzik Deyimleri

Ruhun gıdasıdır dediğimiz müzik ile ilgili günlük hayatımızda yer alan nice deyimler, nice sözler jargona girmiştir....

Alışveriş Deyimleri

Gel vatandaş gellll diye başlar alışveriş deyimlerimiz. Özellikle bayanları yakından ilgilendiren, damping, indirim, sezon sonu, seri sonu ve daha neler neler...


müzik listeleri

Rasgele Deyimler - 1 (4)

Rasgele Deyimler - 2 (4)


ingilizce tercümesi

En Çok Aranan Deyimler - 1 (8)

En Çok Aranan Deyimler - 2 (8)


müzik klipleri

İngilizce Deyim Örnekleri - 1 (3)

  • It's raining cats and dogs.

    Bardaktan boşanırcasına yağmur yağması.

  • A storm in a teacup.

    Bir kaşık suda fırtına kopartmak.

  • That ship has sailed.

    O treni kaçırmak. Çoook geç kalınması.

İngilizce Deyim Örnekleri - 2 (3)

  • Come rain or shine.

    Her ne olursa olsun.

  • Calm before the storm.

    Fırtına öncesi sessizlik.

  • Have your head in the clouds.

    Aklı bi karış havada olmak.